Doğum Öncesi Anıların Çözülmesi / Ana Karnı Dönemi Anıların Çözülmesi
Ana karnında olduğumuz dönemde atalarımızdan bize enerji aktarımı olmaktadır. Olumlu- olumsuz enerjiler bilinçaltından – enerji alanından bize aktarılmış oluyor. Ve yine bu dönemde algılarımız tamamen açık olduğu ve annemize bağlı olduğumuz için, bazı temel inançlar oluşuyor ve tahmin edilenden daha çok etkiliyor tüm hayatımızı. Bu inanç ve düşüncelerin hangileri anneye veya çevreye, hangileri bebeğe ait? Bunları ayıdedip çözmek önemli.
Sezaryenle doğanlar başladıkları işi bitiremeyebiliyor. Tam sonuna gelmişken “lütfen biri yardım etsin” diyorlar. Ve tabii ana karnı ve doğumda olan biten her şey geçmiş hayatlarla ve karmik yolculuğumuzla bağlantılı. İstenmeyen gebeliklerde annenin ve/veya babanın, çevrenin duygu ve düşünceleri bebeğin de olumsuz inançlar geliştirmesine neden olabiliyor.
Doğum anında da “hoş” karşılanıp karşılanmadığımız çok önemli. Doğduğumuz anda bize aktarılan duygular nasıldı? Annemizin kucağına verildiğimizde aramızdaki bağ nasıldı? Anneden beslenip beslenemediğimiz, küvezde kalma durumu olmuşsa ne kadar süre ayrı kalındığı ve bu sürede neler olduğu önemli olabiliyor. Ayrıca doğum anında odada bulunanların enerjileri bizi etkileyebiliyor. Değişen dinamiklerle beraber artık anne karnı ile başlayan süreç, babanın da duyguları ve düşünceleriyle şekillenebiliyor. Anne şefkat ise baba güven duygumuzu temsil ediyor.
Bir danışanım anne karnında istenmediğini düşünüyordu. Babası “senin doğumunla her şey bozuldu, bizim ilişkimiz seninle bozuldu” diyordu. Annesi hep mutsuz ve yorgundu. O doğana kadar çocukları sevmeyen biriydi. Daha önce düşük yapmıştı ve aslında anne karnında istenmeyen bu enerjiyi hissediyordu. Karnı ağrıyordu ve çok çabuk doğmak istiyordu. Annesini rahatlatmak istiyordu. Kavuşmak istercesine değil de sanki bu karanlık enerjiden kaçmak istercesine. Acelecilik duygusunun kaynağına ulaştığında artık daha değerli hissediyor ve tadını çıkarmak istiyordu. Anne ve babasının duygularından bağımsız; kendi hayatının kontrolünü ele almak istiyordu. Hayatındaki insanları da kontrol etme duygusuyla boğmuş, baskılamıştı; onlara güvenmesi gerekiyordu. Artık kendi hızında gitmeyi; kendini olduğu gibi sevmeyi ve ifade etmeyi öğreniyordu.
Baba baskın eve doğan kız çocukları babaları ile özdeşleşebiliyor. Kendi evinde, evliliğinde ve ebeveynliğinde ikinci bir baba olabiliyor. İkili ilişkilerinde aklı ile duyguları arasında kalan bir danışanım babasını rol model aldığını, kendi gibi olmayanları aşağıladığını söyledi. Aklı babasını duyguları annesini ifade ediyordu. Annesi gibi duyguları gösterirse aşağılanacağını düşünüyordu. Mutlu ve uyumlu olmak, aynı evde farklı hayatlar süren ebeveynlerin bıraktığı izleri dönüştürmek istiyordu. Başardı!..
Anne karnında annesinin babasıyla ilgili endişeleri olduğunu söyleyen danışanım kendini huzursuz hissediyordu. Anne ve babası farklı dinlere mensuptu ve evli değillerdi. Babasının varlığını hissedemediğinden bir yarısı yokmuş gibiydi. Yalnız hissediyor, babasının ona değer vermediğini düşünüyordu. Yanlışlıkla doğmuştu sanki. Anne baba arasında yaşanan huzursuzluklar onu ikiye bölüyor ortada bırakıyordu. Bölük pörçük durumdaydı. İkisinden birinden vazgeçmek zorunda olmak istemiyordu. Anne ve babasını iyileştirmeye çalıştıkça kendi hastalanmış, bir balçığın içinde kalmıştı.
Annesi alkol bağımlısı bir başka danışanım ise kendi çocuklarına yeterince yakın hissetmediğinden bahsediyordu. Mutlu değildi çünkü bahanesi yoktu. Eşi çok iyiydi ve yeterince iyi bir hayatı vardı. Sorumluluk almamaya bahane arıyor; yalnızlığı bahane ediyordu. Kendi vicdanını rahatlatmak içinse annesini suçluyordu. Annesi artık hayatta değildi. Ona “bazen sıradan görünüp sıra dışı izler bırakır insan. Sen zaten özel bir çocuksun. Kaderin için çabalama sadece yaşa” mesajını iletti. Genç danışanım ise çalışmayı bitirirken “çocuklarım hazinem” diye düşünüyordu.
Anne karnından başlayan “Kendi değerini bilme” ve “Varolduğunu hatırlama”, karamsarlıktan kurtaran, gözün önündeki perdeyi kaldıran bir katarakt etkisi yaratmaya devam ediyor.
Sevgi ve şükranlarımla.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.